Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Adnan İslamoğulları > Futbol – Şike – Veto - Yekvücud TBMM - AKP’de Çatlak – Görev Adamı Devlet Bahçeli – Cüppe – Sarık- Fuhuş- Çete ve işte: TÜRKiYE…

Futbol – Şike – Veto - Yekvücud TBMM -  AKP’de  Çatlak – Görev Adamı Devlet Bahçeli – Cüppe – Sarık- Fuhuş- Çete ve işte:


TÜRKiYE…


 


Düşünsenize, İsviçre’de ya da İsveç’te yaşıyorsunuz. Ne trenler ne uçaklar rötar yapar, sokaklar bal dök yala kabilinden tertemiz, yanınızdan süratle geçen bir araba üzerinize bir miktar çamur bile sıçratmaz ve siz ağzınız dolusuyla küfredemezsiniz bile. Kırmızı ışıkta yalnızca bir-iki saniye geç hareket eden otomobilin arkasından korna çalınmaz, sol şeritte balık istifi yolcu minibüsleri yok, yürüyen merdivenlere ters binen bir muhalefet parti lideriniz yok, herkese atar-gider yapan bir başbakanınız yok, parti içi grup kararları adına tükürdüğünü değil neredeyse def-i hacetini yalayan bakanlarınız, milletvekilleriniz yok, telefonlarınıza ya da bilgisayarlarınıza korsan girdiler yapılmıyor, yatak odaları dinlenmiyor, tenâsül hayatları videolara kaydedilmiyor ve internet sitelerinden kamuoyuna servis edilmiyor.. Bu liste uzar gider.. Peki siz bütün bunların olmadığı bir ülkede yaşamak ister misiniz? Ne kadar sıkıcı olurdu değil mi?


Oysa bizim ülkemiz tam bu listedeki ve buna benzer yüzlerce heyecan verici absürtlüklerle dolu. Bu sebeple ana haber bültenleri bu ülkede heyecanını yitirmiyor ve sanki bütün ülke olarak bir realty show yapıyoruz.


* * * * *


Türkiye Futbol ligi aylardır şike skandalıyla sarsılıyor, ülkenin en büyük kulübünün başkanı cezaevinde, şikeden, çetecilikten yargılanıyor, aynı cezaevinde bir başka asırlık kulübümüzün bir yöneticisi ve teknik direktörü yatıyor aylardır ve diğerleri.. Spor ahlâktan sıyrılmış, kulüpler tapınak şövalyelerine dönüşmüş, ortalıkta dolaşan bir iddianame var ve TBMM’nin sporda şiddet yasasında yaptığı değişikliklerin Cumhurbaşkanından veto yemesiyle 1. lige dönen bir Meclis.


Hiçbir konuda bir araya gelemeyen AKP-CHP-MHP-DTP yasada şike yapmak için, şikecileri kurtarmak için bir araya geliyorlar ve hep birlikte azimle tükürüp, mermeri deliyorlar.


* * * * *


Neredeyse on yıldır bloğu çatlamayan AKP, şike yasasıya ilgili olarak bölünüyor ve Bülent Arınç’tan Hayati Yazıcı’ya kadar pek çok milletvekili vetoyu destekliyor.


AKP’nin grup disiplini, Başbakanın kesilen bağırsağıyla birlikte bir tıbbî atık poşetini boylayacakken, yine “Türk Demokrasi”sinin üzerinde haşmetle sallanmağa devam eden “Demokles’in kılıcı” veya “abrakadabrası” olan “grup kararı” devreye giriyor ve TBMM genel kurul salonunda, koridorlarında, gruplarında delikanlı falan kalmıyor.


Ve Türkiye en azından AKP milletvekili Şamil Tayyar’ın istifasını bekliyor.


* * * * *


Beşiktaş’ın Rıza Çalımbay’ı vardı. Oynadığı futbol göze hoş gelmez, zevk vermez, hatta itici bulunurdu. Fakat Rıza Çalımbay tam bir “görev adamı”ydı. Aldığı paranın hakkını verir, formasını terletirdi.


Türk siyâsetinin de bir “görev adamı” var: Devlet Bahçeli, Rıza Çalımbay’dan farkı ise; kendi takımına fayda sağlamıyor, hep kendi kalesine gol atıyor, bir nevî şikeci.


Şike yasasıyla ilgili AKP’deki bölünme ve huzursuzluklardan çok hislenmiş, çok rahatsız olmuş ve bu durumu Türkiye için çok tehlikeli buluyormuş. Ve bu hislerini de şu sözleriyle  kamuoyuyla paylaşmış:


Meclis’teki hükümet olma alternatifleri sağlıklı bir hükümetin oluşumuna uygun bir sayısal desteği sağlayacak durumda değil. Hal böyle olunca Suriye ile gerginliğin, İran tehdidinin, Orta Doğu’da yeniden düzenlenmenin, bölücü terörle ilgili faaliyetlerin operasyonlarının yoğun olduğu bir ortamda bir siyasal krizin, iktidar olmuş bir partinin çatlamasıyla yaratması Türkiye’ye büyük zarar oluşturur. Çünkü Meclis’in bugünkü tablosunun içinde -çatlamanın büyüklüğü ne olursa olsun- istikrarı tekrar kurabilecek bir hükümet çıkartmak kısa dönemde mümkün gözükmüyor.”


Yani, Devlet Bahçeli AKP iktidarının devamından yana, TBMM’den başka bir hükümet çıkmasının zorluğundan dolayı AKP’deki bir çatlamanın Türkiye için büyük tehlike oluşturduğunu söylüyor.


Görüyor musunuz, ne kadar renkli bir siyasî hayatımız var!


Muhalafet partisi lideri iktidarın parçalanmasından nasıl da korkuyor! AKP ne zaman sıkışsa imdadına yetişen Devlet Bahçeli’yi “yüzyılın görev adamı” seçmeyen futbol magazin dünyası başta olmak üzere tüm medya kuruluşları, üniversite öğrenci kulüpleri ve cümle STK’ları göreve davet ediyorum .


Yok.. Yok.. Devlet Bahçeli kesin olarak “görev(!) adamı”.


Baksanıza cumhurbaşkanlığı süresinin sonuna yaklaşan Abdullah Gül için yine 5+5 öneriyor. Gönlü elvermiyor Köşk’ten ayrılmasına ve:


“Türkiye’deki yasal istikrarın korunması açısından 5+5’in uygulanmasından yanayız” diyor. 


Hatta ve hatta yüce gönüllü ve büyük istikrar kişiliği ve “görev adamı” Devlet Bahçeli, Abdullah Gül’ün 7 yıla razı olmamasını istiyor ve çok net olarak düşüncelerini beyan ediyor.  


“Bize göre beş artı beş. Abdullah Gül Bey açısından 5+5 yürürlüğe girerse önümüzdeki dönem 5 yıl daha talip olma hakkı yasal olarak var. 7 yıl bu hakkı Gül’den alır. Ozaman yasal olarak seçilmesi söz konusu değildir. Onun için uzatmak istenmiyorsa 7’de ısrar edilerek iki yıl sabredilebilir. Öte yandan 5+5’le Gül’ün bir 5 yıl daha iktidarda kalmasını isteyenler bu formülü destekleyeceklerdir. Ama Türkiye’deki yasal istikrarın korunması açısından 5+5’in uygulanmasından yanayız.”.


Sanki parti lideri değil stratejist, sanki bir partinin genel başkanı değil de tv yorumcusu, sanki muhalefet partisi lideri değil iktidar kadrosundan köşe yazarı veya danışman.


Hayır.. hayır bunların hiç birisi değil Sayın Devlet Bahçeli, yalnızca “görev(!) adamı”. Rıza Çalımbay’dan farkı ise; kendi takımına fayda sağlamıyor, kendi kalesine gol atıyor, bir nevi şikeci.


* * * * *


Cüppenin ve sarığın içinden yine “azgın teke sendromu” çıktı. HaberTürk TV’nin bir ara Cem Yılmaz muamelesi yaptığı ve sokaktaki vatandaşın, “çok komik adam ya” diyerek  izlediği Cüppeli Hoca bu kez teknik takibe takıldı. Sahte ve montaj olduğunu söylediği kendi fuhuş kasetlerinin peşine çeteleri gönderen Cüppeli Hoca, neden sahte kasetler için bu kadar risk üstlendiğini sanrım tahliye edildikten sonra külahımıza anlatacak.


Bağlıları ve muhibleri için mesele yok, fuhuştan hapse atılan Hocalarını dualarla uğurladılar. Şaka gibi değil mi, ya da Freddy’nin kâbusu.


Bağlılarına ve muhiblerine göre bu bir “Okyanus ötesi operasyonu” ve Hocalarına yönelik bir tuzak, tıpkı seçim zamanı benzer muhtevâlı kasetleri yayınlanan MHP’li mebuslar gibi tuzağa düşürülmüş Cüppeli Hocaları. Operasyon nereden yapılırsa yapılsın, fuhşun içine silah zoruyla mı itiyorlar arkasından Cüppeli Hoca’nın?


Zamanında, ikinci evliliğini ilk hanımından habersiz Kâbe manzaralı bir otelde yan odada kalan ve yanında çocuklarına bakmak için getirdiği genç bir müride ile yaptığı anlatılan Cüppeli Hoca’yı artık dini nikahlı(!) ikinci, üçüncü ve dördüncü evlilikler de kesmiyor anlaşılan.


* * * * *


Bu ülkede yaşayan bir tek âlim cesaretle çıkmaz mı acaba, çok eşliliğe karşı çıkacak? Özel sohbetlerde itin burnuna soktukları bu herifleri neden Allah rızası için tahkir etmezler? Neden çok eşliliğin bir dini hüküm olmadığını anlatmazlar? Neden?


Çok eşliliği sünnet ya da dinî bir hüküm gibi algılayan idrakler ya da zihinler değil, erkeklerin gental bölgeleri olduğunu neden anlatmazlar bu topluma?


Neden?


* * * * *


Kafesteki bütün kuşları dinleyen(!) iktidar ve muhalefet gözünü daldaki kuşlara dikti ve TBMM’deki askerî tabur kaldırılıyor, 12 Eylül askerî darbesini hatırlatıyormuş. O tabur kalkıp, yerine polis gelince demokrasimiz kemâle erecek.. YÖK’ü fark etmedi daha iktidar ve muhalefet, fark ettikleri ânda onu da kaldıracaklardır, eminim.


Sâhi, bundan sonra darbeleri polis mi yapacak, zâbıta mı?


* * * * *


Gördünüz mü, bütün bunların yaşanmadığı bir ülke ne kadar sıkıcı olur değil mi?


Siz siz olun, Cumhurbaşkanınızın, Başbakanınızın, Muhalefet parti liderlerinizin, Cüppeli Cüppesiz hocalarınızın,  Hocaefendilerinizin, Aziz Yıldrımın, Bülent Arınç’ın, Görev Adamı Devlet Bahçeli’nizin, Ömer Üründül’ün, Nihat Doğan’ın, GS’lı Sabri’nin, Diva’nızın, Müge Anlı’nızın, Rasim Ozan  Kütahyalı’nızın, hülasa ülkemizin tün renklerinin kıymetini bilin.   







 





Yorumlar

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS