Tarım bakanına bir soru daha…
HANGİ HAYVANLAR.. HANGİ HAYVANOĞLU HAYVANLAR?
BDP Grup Başkanvekili ve Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan dün TBMM'de, “Burada sayın Savunma Bakanı olmadığı için hayvancılık bakanına soralım. O daha iyi cevap verecektir. Uludere’de vur emrini hangi hayvan verdi” dedi…
* * * * *
Uludere’de kaçakçılık yaparak geçimini(!) temin eden, ekmek parası(!) kazanma uğuruna hayatî riskler alarak terör örgütünün de kullandığı yollardan sınırdan kaçak mal getirip satmaya çalışan bir grubun bombalanması sonucunda 34 kişinin öldürülmesi hadisesinin yankıları devam ediyor.
Peşinen ifade edelim ki, bu grubun üzerine bomba yağdırılması ve hadisedeki istihbarat zafiyeti affedilir cinsten bir hata değildir. Fakat diğer taraftan Uludere’de yaşanan bu facia üzerinde yaratılan kamuoyu ve propaganda hiç de mâsum değildir. Madalyonun diğer yüzünde de, mal bulmuş mağribi gibi Türkiye saldırıları ve düşmanlığı vardır.
Otuz yıldır istihbarat zafiyeti ile şehid olan binlerce askerini henüz yirmi yaşında toprağa veren bir ülkede yaşıyoruz. Bu istihbarat zafiyeti ile hayatını kaybeden binlerce askeri için fırtına koparılmayan bir ülke bizim ülkemiz ve Uludere’de yaşanan bu elîm hadise üzerinde bırakınız fırtınayı kasırga estiriliyor.
Kaçakçılık üzerine mâsumiyet bindiriliyor, ölenler İstanbul’un inşaatlarında çalışan iç göç garibanları haline getiriliyor, ölenlerin bir kısmının örgüt ile ilişkileri görmezden geliniyor, kaçakçıların kullandıkları o güzergâhın aynı zamanda terör örgütünün de sızma güzergâhı olduğu gözden uzak tutuluyor.
Dağlıca ve benzeri PKK katliamlarındaki istihbarat zafiyetiyle kalem oynatmayanlar Uludere ağıtları yakıyorlar…
Aldığı on binlerce cana rağmen “PKK terör örgütüdür” diyemeyenler TBMM kürsüsünden kusuyorlar kinlerini…
BDP Grup Başkanvekili ve Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan dün TBMM'de, “Burada Sayın Savunma Bakanı olmadığı için hayvancılık bakanına soralım. O daha iyi cevap verecektir. Uludere’de vur emrini hangi hayvan verdi” diyor…
Oturumu yöneten Başkan Sadık Yakut âdâba davet ediyor Hasip Kaplan’ı ve Sakık’ı…
Hangi âdâba icâbet edebilir acaba PKK ile göbek bağı bulunan Hasip Kaplan ve Sakık?
TBMM’de bir vatan evlâdı çıkmıyor, on binlerce askerimizin, emniyet görevlimizin, öğretmenimizin, imamlarımızın, mühendislerimizin, 1 yaşındaki çocuktan 70'lik ihtiyarlara kadar vatandaşlarımızın “ÖLÜM EMİRLERİNİ HAYVANOĞLU HAYVAN ve HAYVANOĞLU HAYVANLAR verdi?” sorusunu soracak!..
İETT otobüsünde 17 yaşındaki Serap Eser'in yanarak öldüğü molotof saldırısı emrini “HANGİ HAYVANOĞLU HAYVAN ve HAYVANOĞLU HAYVANLAR” verdi? diye soracak!..
* * * * *
Hakkâri-Serin Karakolu: 9 şehit, Şemdinli-Samanlı Karakolu: 10 er şehit, Hakkâri-Çobanpınar karakolu: 6 şehit, Hakkâri-Taşlıtepe karakolu: 11 şehit, Çukurca'ya bağlı Çınarlı ve Çayırlı köylerindeki jandarma karakollarına 500 kişilik grupla saldırı: 17 er şehit, Şırnak-Dereler bölgesinde jandarma komando birliğine 250 kişilik grupla saldırı: 2 asteğmen, 1 astsubay, 6 er şehit, Şırnak-Taşdelen karakolu 600 kişilik grupla baskın: 27 er şehit, Hakkâri-Üzümlü karakolu: 15 şehit, Hakkâri-Perihan karakolu: 6 şehit, Şırnak-Betonpınar karakolu: 8 er şehit, Hakkâri-Sivritepe karakolu: 10 şehit, Siirt-Eruh-Dikboğaz karakolu: 6 er şehit, Diyarbakır-Tuzla karakolu: 7 er şehit, Şırnak-Milli karakolu: 3 er şehit, Şemdinli-Alan karakolu: 20 er şehit, Şemdinli-Aktütün karakolu: 25 şehit, Şemdinli-Derecik karakolu: 28 şehit, 29 Eylül 1992-Şırnak-Ortaköy karakolu: 4 er şehit, Şırnak-Çelik karakolu: 16 er şehit, Hakkâri-Kısıklı karakolu: 5 şehit, Hakkâri-Serbest karakolu: 10 şehit, Bingöl-Sancak karakolu: 1 astsubay, 2 er şehit, Iğdır-Sultantopu karakoluna 200 kişilik grupla baskın: 14 er şehit, Van-Kanalga karakolu: 12 şehit, Hakkâri-Kavaklı Karakolu: 8 şehit, Hakkâri-Pirinçeken karakolu: 10 şehit, Hakkâri-Üzümlü karakolu :7 şehit, Siirt-Okçular karakolu : 1 astsubay, 4 er şehit, Hakkâri-Ördekli karakolu :5 şehit, Hakkâri-Çağlayan karakolu:2 şehit, Şemdinli-Ortaklar karakolu : 15 şehit, Tunceli-Pülümür Kocatepe karakolu baskını: 7 şehit, PKK köprüyü havaya uçurdu, askerlere bomba ve roketatarlarla saldırdı: 12 şehit, Aktütün Jandarma Sınır Karakolu'na PKK'lı grup saldırdı: 6 şehit…
Yalnızca bu karakol baskınlarında 358 şehit.. 20’li yaşlarda.. ana kuzusu hepsi… baba kuzusu.. yeni evli.. bir iki aylık çocukları olanlar.. nişanlı olanlar.. bir evin biricik oğlu olanlar.. aynı evden ikinci şehit evlâtlar.. şehitler…
Kaçakçılık yapmıyorlar.. Okullarını bitirmişler, vatanî vazifelerini yapmak için askere gitmişler. Hayalleri var, askerliklerini bitirip, iş hayatına başlayacaklar, evlenecekler, çoluk çocuğa karışacaklar ve anane-babaları da onlarla gurur duyacak..
Ama öyle olmuyor.. dağlarda hayvan gibi yaşayan eli kanlı kaatiller bu çocuklarımızı acımasızca katlediyorlar..
Elleri kınalarla askere yollananlar bayrağa sarılı bir tabutla geri dönüyorlar yıllardır. Asker aileleri her kapıları çaldığında karşılarında bir rütbeli göreceğiz korkusuyla yaşıyorlar…
Sonra evlere bayraklar asılıyor.. Şehit cenazeleri…
Şehitler ölmez vatan bölünmez..
Yüreklerine yangın düşen anneler babalar, eşler, evlatlar.. Onlar o sloganları birkaç gün içinde unutuyorlar ve acılarıyla baş başa kalıyorlar, hayat boyu sürecek bir acıyla..
Şimdi soruyorum…
OTYUZ YILDIR EVLÂTLARIIMIZIN ÖLÜM EMİRLERİNİ HANGİ HAYVANLAR VE HAYVANOĞLU HAYVANLAR VERİYOR?”
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi