Hey Türkiye, sessiz olun, Mehmetçikler şehit oluyor!..
Başbakan, geçtiğimiz hafta bir televizyon kanalında ‘çadır tiyatrosu’na konuk oldu ve ‘tek kol aralığı hizâya gelmiş’ genel yayın müdürlerinin, Ekrem Dumanlı, Mustafa Karaalioğlu, Erhan Başyurt, Nuh Albayrak ve Erdal Şafak’ın sorularını(!) cevapladı.
Çanaktan beter ve ustaca hazırlanmış soruları(!) tevcih ettiler Sn. Başbakan’a.
Berbat, mide bulandırıcı, gazetecilik mesleği adına yüz kızartıcı sahnelerle dolu bir
programdı.
Programın sonunda Başbakan terör olayları ve şehit haberleriyle ilgili, “Genel Yayın Müdürlerine söyledik ama anlamadılar” dedi.
Şehit haberlerinin medyada manşetten ve fazlaca yer verilmesine atıfla.
Başbakan şehit haberlerinin medyada yer almasını istemiyordu, gerekçesi ise, aslında terörün istediğinin tam da bu olmasıydı.
Medyadan şehit haberlerini görmezden gelmesini isteyen Başbakan’ın, yanına cenâze namazlarını bizzat kıldırmak üzere Gaziantepli Diyânet İşleri Başkanını da alarak bizzat Cumhurbaşkanı’nın da bulunduğu ve neredeyse ‘devlet zirvesi’ olarak Gaziantep’teki törenlerde ne aradığını oradaki ‘tek kol aralığı hizâya gelmiş’ gazeteciler(!) soramadılar.
O program, ‘Hükümetin Pravda’sı hâline gelmiş gazeteler ve televizyonlarla ve gazetecilerle kendilerini akıllı ve herkesi de aptal yerine koyan bir diktatörlük itiyadının sahnesi olarak kazındı hafızalarımıza.
Bugün Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesinden 10 şehit haberi geldi. 10 eve daha ateşler düştü. 10 anne ve baba daha bundan sonraki hayatlarını evlâtlarının fotoğraflarını sevip okşayarak geçirecekler.
Sessizce şehit olun Ey Mehmetçikler!
Bundan sonra sessizce şehit olun.
Sessizce şehit olun ki, kimseler duymasın, duymasın ki kimsenin boğazında kalmasın lokması, anne ve babalar kapıları çalındığında “nasıl olsa oğlum gelmiştir” rahatlığında açsınlar kapılarını karşılarında oğullarını görsünler ve sarılsınlar, “karnın aç mı oğlum, bir şeyler hazırlayayım mı?” diye sorabilsinler. Gece kalkıp, oğullarının üzerlerini örtsünler, hafifçe saçlarını okşayabilsinler.
Sessizce şehit olun Ey Mehmetçikler!
Sessizce şehit olun ki, Oslo’da veya bilmem nerede terör örgütü ileri gelenleriyle rahat pazarlık yapabilsin devletlû kesimi. Rahatça açılımları hayata geçirebilsin. Yalnız Habur’dan değil, bütün sınır kapılarından gelsin ve salıverilsin terör örgütü mensupları.
Sessizce şehit olun Ey Mehmetçikler!
Sessizce şehit olun ki, ismi Türkiye Büyük Millet Meclisi olan bir çatının altında milletvekilliği yapan ve bu milletin vergileriyle, şehit ailelerinin vergileriyle maaş alan katil eşkiyâların siyâsi kadroları rahatça milletin sofrasına kan doğrayanlarla dağda bayırda rahatça sarılsın, kucaklaşsın ve öpüşsün, vatana ihanet etsinler, Mehmetçiklere daha fazla kurşun sıksınlar, Mehmetçikleri, tek tek değil, cemse cemse şehit etsinler diye, dağda kucaklaştıkları vahşi hayvanların bu kez Gaziantep’te değil başka bir şehirde bombaları patlatıp, küçük bebekleri paramparça etsinler..
Sessizce şehit olun Ey Mehmetçikler!
Sessizce şehit olun ki, müteahhitlerin huzur kaçmasın,Bodrum’daki çılgın eğlenceler devam etsin, eğlence yerleri vursun patlasın, çatlasın oynasın, televizyon kanalları normal yayınlarına devam edebilsin.
Sessizce şehit olun Ey Mehmetçikler!
Sessizce şehit olun ki, medyadaki ‘psikoljk savaş yazarları’ işlerini rahat görsünler. Roboski’de(!) olan bitenlerin üzerinden devlete rahatça saldırabilsinler. Şehit ailelerine verilen tazminatlardan bahsedebilsinler. Dağlardaki katillerden “oğlum gibi hissettim ve onun için endişelendim” diye bahsedebilsinler, PKK’nın elebaşı Karayılan’dan bir “barış adamı portresi” çıkarabilsinler, Türkiye’nin parçalanmasını rahatça isteyebilsinler, İmralı’daki bebek katiline “ev hapsi” isteyebilsinler.
Ey sessizce şehit olan Mehmetçiklerin anne ve babaları!
Siz de evlâtlarınızı şehit kabirlerine tekbirlerle uğurlamak yerine kimselere haber vermeden, yatsı namazından sonra, karanlıklarda kimsesiz ve sessizce, tek ü tenhâlarda defnedin evlâtlarınızı kara toprağa. Sessizce okuyun Fatihalarınızı, sessizce ağlayın, sessizce hıçkırın, sessizce acısın canınız, sessizce yansın yürekleriniz. Bayraklar asmayın evlerinize, sokaklarınıza, tâziyeleri gecenin yarısında kabul edin, sessizce alın baş sağlığı dileklerinizi.
Ellerine kınalar yakarak bayramlık koçlar gibi, düğüne yollar gibi halaylarla askere yolladığınız evlâtlarınızın bayrağa sarılı tabutlarını sessizce alın ellerinizin arasına, hatta kimseler anlamasın diye bayrağa da sarmayın o gelincikleri.
Başbakan sessizlik istiyor.. terörün sessizlikle duracağını
söylüyor...
Hey Türkiye, Sessiz olun, Mehmetçikler şehit oluyor!...
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi