Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Adnan İslamoğulları > Bâbil Kralı II. Nabukadnezar’ın rüyası ve Bahçeli

Bâbil Kralı II. Nabukadnezar’ın rüyası ve Bahçeli



Bâbil Kralı II. Nabukadnezar bir rûya gördü ve rûyanın etkisi ve bir yandan da korkusuyla uyandı meçhûl bir sabaha.
Rüyasında gördüğü şey bir heykeldi. Bâbil’in ortasına dikilmiş devâsa bir heykel. Heykelin üstü som altından, gümüştendi.


İhtişamla parlıyor, göz kamaştırıyordu. Fakat bakışları heykelin aşağılarına indiğinde Nabukadnezar, heykelin kaidesinin kilden olduğunu fark etti ve uyandı.  


Kâhinler, müneccimler çağırdı, rûyayı yorumlattı. Fakat aldığı cevaplar kendisini tatmin etmedi. 


Bu endişe, gecelerini esir aldı Nabukadnezar’ın ve bir gece rûyasında kâhin Daniel’i (Danyal Peygamber) gördü. Danyal Peygamber Krala rûyasını yorumladı.  


“O gördüğün devâsa heykel Bâbil’dir. İhtişâmını Bâbil’den alır... Oysa o gördüğün kilden yapılmış ayaklar senin ayakların Nabukadnezar”  dedi..  “Sen Bâbil’i taşıyamazsın...” 


O rûyanın etkisiyle II. Nabukadnezar bir daha iflah etmedi, tecennün etti. 

***

Bugünün ayakta duran MHP, her ne olursa olsun ihtişâmını, gücünü, tesirini, tesir alanlarını, siyâset içindeki belirleyici potansiyelini, fikirlerinin ve kadrolarının iktidar partileri tarafından seçim malzemesi olarak kullanılmasını şanlı mâzisinden, tarihi ağırlığından, mücâdele geleneklerinden, neler yapabileceğinin herkes tarafından bilinmesinden alır. 
MHP’nin göz kamaştıran som altından tarafının karşılığı bunlardır.


Oysa o göz kamaştıran heykelin ayakları özellikle son 10 yıldır bir kile dönüşmüştür ve o zayıf, o mukâvemetsiz, en ufak bir tabii etki ile dağılabilecek kadar çürümüş kilden ayakların, o devâsa heykelin ağırlığını taşıma imkânı kalmamıştır.


O devâsâ heykelin som altından gövdesi MHP’nin aziz Türk milletine ve devletine ve insanlığa adanmışlığıdır. 


O devâsa heykelin kilden ayakları ise Sn. Devlet Bahçeli’nin ve iflas etmiş üst yönetiminin, kurmaylarının ayaklarıdır, siyâseten mecalsiz, siyâseten pasif, siyâseten ilkesiz, siyâseten dayanıksız ayaklarıdır. 


O ayakların o heykeli taşıma imkânı kalmamıştır.  


Bunu en iyi de kendileri bilmektedir. 


Kerâmeti, taşıdıkları sıfatlarda zanneden, güçlerini tükenmez zanneden, hareketin emeklerini iki dudağının arasından iktidara kefilsiz, şartsız ve geri ödemesiz bir siyâsî kredi olarak ciro eden Sn. Devlet Bahçeli ve kurmaylarının ve üst yönetiminin ayaklarıdır. 


O ayakların o heykeli taşıma imkânı kalmamıştır.


O heykelin ayakları Türkiye’yi, Türk dünyasını taşıyacak heybete ve kudrete sahip iken kendini taşıyamaz hâle getiren de yine Sn. Bahçeli ve kurmaylarıdır. 


O heykelin son altın gövdesine bakarak heykelde kendi gücünü gören, vehmeden, fakat ayaklarına bakmaya cesaret edemeyip, heykelin ayakları üzerine düşmesi tehlikesini yok sayan da yine aynı isim ve kurmaylarıdır.  


Hiç kimse sonsuza kadar yaşayamaz Sn. Devlet Bahçeli!
Hiç kimse sonsuza kadar iktidar da olamaz, güç, kudret sahibi de olamaz.


Ağzınızdan ‘tek başına iktidar’ı sırf siyaset olsun diye, sırf ümit olsun diye bile sarf ve telâffuz edemeyişiniz bile artık istirahata çekilmeniz gerektiğinin en kibar gerekçesidir. 


Bir ‘bilgelik masalı’nın içine kondunuz, sarıp sarmalanarak, o masalın içinde kalınız Sn. Devlet Bahçeli. O masalın içinde kalmanızın yegâne imkânı, hareketin önünde sıkı sıkıya kapalı bir baraj kapağı gibi durmak yerine, yine istediğiniz gibi sarıp sarmalayacağınız bir  “yoruldum, sağlığım elvermiyor”  açıklamasıyla vedâ etmektir.  


Aksi takdirde o masalın içinden çıkacaksınız Sn. Bahçeli. O masalın içinden çıktıktan sonra nereye yazılacağınıza tarih karar verecek ve tarihin vereceği karara siz tesir demeyeceksiniz. Çünkü tarih önüne konulan hazır metinleri yazmaz. 


Siz o masalın içinde kalınız Sn. Bahçeli. 


Sizin o kilden zayıf, mukâvemetsiz, güçsüz ayaklarınızın, ki güçsüzlüğü, mukâvemetsizliği, zayıflığı siyâsetsizliğinizdendir, sizin ve kadrolarınızın liyakatsizliğinizdendir artık MHP’yi taşıma imkânı kalmamıştır...

Yorumlar

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS