Ayşen Gruda ve Ahmet Yenilmez arasında bir İmralı imajı
Abdullah Gül, 2009’da “iyi şeyler olacak” demişti.
O günden bu yana olan biten “iyi şeyler”in bir listesini yapacak değilim. Bunu her isteyen zaten yapabilir. Habur’la, İmralı görüşmelerine arasına çok şey sığdı. Biraz daha boş yer var Habur’la, İmralı görüşmeleri arasında. O kalan boşluğa da İmralı’dan tahliye veya ev hapsi sığacak.
Dantelâ gibi işlenen bir gündem ve yine aynı titizlikle dantelâ gibi işlenerek hazırlanan bir kamuoyu. Büyük devletler kin utmazlar, Türk milliyetçiliği ayaklar altında, Kürt sorunuyla ilgili bizden önceki ezberler ayaklar altında…
Kamuoyunu hazırladıkları gelecek o kadar netâmeil bir gelecek ki, bu gelecek için kullanmadıkları hiç kimse veya hiçbir argüman kalmayacak.
Türk sinemasının çirkin ve evde kalmış kızı rolü için ideal kast malzemesi Ayşen Gruda , Taraf Gazetesi’in ‘Türkiye barışını arıyor’ yazı dizisinde konuyla ilgili değerli fikirlerini paylaşmış ve “Bu devlet bana görev verirse ben korkmadan mağaralara gidip o insanları ikna ederim. Masal anlatsam bile beni dinlerler, onlar da benim filmlerimle büyüdüler” demiş.
Ne kadar naif değil mi?
Naif Türk filmlerinin unutulmaz evde kalmış kızı Ayşen Gruda’nin hassasiyetleri bile ‘barış süreci ve müzâkere” ile örtüşüyor.
Ayşen Gruda’nın yanıldığı nokta, o mağaralarda yaşayanların fakir baba Münir Özkul ve fedakâr anne Adile Naşit’in ‘Bizim Aile’ filmleriyle değil, ‘Kan Emici Drakula’ filmleriyle büyüdükleri.
Hababam Sınıfı filmlerinin izleyicilerinin Ayen Gruda’nın açıklamalarından ne kadar etkilenecekleri ve o izleyicilerin kaçının Ayşe Gruda gibi o mağaralara ‘masal anlatmaya’ gitmek isteyecekleri, ancak bu imaj çalışmasını yapanların bilebilecekleri bir istatistik; keşke açıklasalar da biz ve kamuoyu da bilse.
İkinci imaj çalışması argümanı ve malzemesi de Ahmet Yenilmez.
Milliyetçi/ülkücü camianın tanıdığı ve içerinden bir isim, tiyatrocu kimliğiyle biliniyor, Deli Yürek dizisinde Miroğlu’nun adamı, Sabri Abisi.
CNN Türk’de Enver Aysever’in ‘Aykırı Sorular’ proğramında, “TRT Şeş’de Kürt kardeşlerimden onları Kürtçe selâmlayamadığım için özür diledim” diyerek, “Hükümetin İmralı görüşmelerini desteklediğini” açıklamış ve “Öcalan demeden terör bitmez, Öcalan siyasi bir muhataptı, yeni kabul edildi” şeklinde özetlemiş fikirlerini.
Yakın bir gelecekte çok daha enteresan isimleri görebiliriz ekranlarda. Daha içeriden, daha enteresan.
Mehmet Ali Birand’ın neredeyse yetmişli yaşlarında fark ettiği Kürtlüğü, Hülya Avşar’ın ‘dağdakiler’e duyduğu sempatiye benzer açıklamaları çok daha sürpriz isimlerin ağzından duyabiliriz.
Bu isimler siyaset düyasından, sanat(!) camiasından, okur-yazar tâifesinden itinayla seçilecek ve tedricen ekranlara, gazete röportajlarına taşınacak.
“Bu bile böyle söylediğine göre, vardı bir hikmeti” dedirtecek, kamuoyunu son günlerin ‘müzâkere, barış, barış süreci, çözüm’ kelimeleri etrafında kurgulanan bir psikolojiye ikna edecek imaj çalışması devam edecek gibi duruyor.
Kürt trendini yükseltenler her türlü basamağı kullanıyor.
Devlet, Kürt trendine esir edilmiş durumda.
Bu konuda hassasiyet göstermesi gerekenlerin bir kısmı ‘Büyüyen ve güçlenen Türkiye” masalının büyüsüne kapılmış durumda, bir kısmı ise yuvalandıkları Genel Merkezlerinde kendi ‘küçük’ iç iktidarlarını korumanın telâşında.
‘Müesses Nizam aklı’, İmam-Hatip’leri Refah Partisi iktidarında organize etmiş, 28 Şubat kararlarını merhum Necmeddin Erbakan’a imzalatmıştı. Yine Müesses Nizam aklı, kanlı PKK terör örgütünün lideri Türkiye’ye teslim edildikten sonra idam cezasının kaldırılmasını MHP’nin iktidar olduğu hükümete yaptırmıştı.
Siyasetin en etkili argümanı haline getirilen İmralı’daki ayrıcalıklı mahkûmun yakın bir gelecekte ev hapsine ve sonrada tamamen özgürlüğüne kavuşturulması hâlinde aynı ‘müesses nizam aklı’nın Apo’yu acaba hangi partiden Urfa Milletvekili olarak TBMM’ye yollar acaba?
Olmaz demeyin.
Yirmi yıl evvel bugün olanları tahmin edebilir miydiniz?
Ülkenin adının değiştirilmesinin, bayrağının yalnızca Türkleri temsil ettiğinin ve bu sebeple biriliği(!) sağlayamadığının konuşulduğu bir Türkiye tasavvur edebilir miydiniz?
Hemen olmaz demeyin.
Bu iktidar ile, bu CHP ile ve bu MHP ile bu ülkede her şey olabilir…
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi