Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Adnan İslamoğulları > Bir hamâkat dayatması: Türk-Kürt eşitliği…

Bir hamâkat dayatması: Türk-Kürt eşitliği…


Âdem topraktandır ve biz de Âdem’deniz ve dahi Kürtlerle eşitiz.


Ülkemizin kaynaklarını kullanma, sosyal güvenlik, kültürel haklarını koruma, anadillerini konuşma, anadilde eğitim alma, kanunlar önünde eşit haklara sahip olma, en alt kademeden en üst kademe olan cumhurbaşkanlığına kadar devlet bürokrasisinde  vazife edinme, çocuklarına Kürtçe isim koyma gibi insânî haklarda Kürtler ve varsa eğer kendini etnik unsur olarak tanımlayan diğer bütün unsurlarla Türkler eşittir, hiç birinin diğerine bir üstünlüğü yoktur, ne Acem’in Arap’a, ne de Arap’ın Acem’e bir üstünlüğü yoktur ve tabii mü’minler bir tarağın dişleri gibidirler, âmennâ ve saddaknâ…


Ayrıca, bahse konu eşitlik, bedel öderken de bir lûtuf değil, vazifedir. Bu bedelin vergi, fatura veya kan olarak ödenmesi o bedeli vazife olmaktan çıkarmaz ve ödenen bu bedelin karşılığı ise yalnızca ve yalnızca devletin şefkati, adâleti ve hizmetleridir…


Bir yıldır yoğunlaştırılarak Türkiye’de dayatılan bir algınının toplum mühendisliğini yapanların, iktidardan başlamak üzere, başta medya,  sözüm ona bâzı STK’lar, milliyetçi sıfatını hiç hicap etmeden zührevi hastalık vesikası gibi pazarlayan profesörler, liberal yumuşakçalar ve bu kadronun en mide bulandırıcı ekibi olarak Türklük ve Türkiye Cumhuriyeti ile şuur altlarında besledikleri kinlerini kusmak için fırsat yakalayan ‘İslâmcılar’ın, ‘psikolojik harp’ tekniklerinin tamamın kullanarak toplum zihninde oluşturmaya çalıştığı ahlâksız ve haince anahtar kavramları, ‘barış’, ‘çözüm’ ve ‘Kürtlerle Türklerin eşitliği’ kavramlarıdır.


Savaşı henüz yapılmamış bir ‘barış’, talepleri ve talep etme metotları açısından ahlâksızca ve haince ve on binlerce şehidin kanıyla dillendirilen sorunların aslında savaş gerektirmeyen ‘çözüm’ü ve tabii akıllara sezâ bir şekilde sinsice ambalajlanarak devleti kapsayan, hatta devleti kuşatan ve hatta son aylarda devleti esir alan bir Türk-Kürt eşitliği tuzağı…


Yazımızın başında bahsettiğimiz eşitliğe bin yıldır riâyet eden aziz Türk milletinin ağır bedeller ödeyerek sahip olduğu vatanı Türkiye’yi hiç ama hiçbir gerekçe ile ‘kurucu millet’ sıfatıyla  ne Kürtlerle ne de varsa eğer kendini etnik unsur olarak tanımlayan bir başka unsurla paylaşmasının mümkünâtı yoktur. “Çanakkale’de biz de öldük…” diyerek denize işeyip “deniz benim” diyenlerin şeytanlığıdır bu, bunu diyenler ‘şeytanın ta kendileri’dir, bunu diyenlere alkış tutanlar da ‘şeytanın yamakları’dır.


Bin yıl bu topraklarda hüküm sürmüş, bir medeniyet oluşturmuş, insanlığa binlerce yıllık yazılı kültür medeniyeti sunmuş, şehirleri mâmur kılmış, Batı’nın yakarak hayatına son verdiği akıl hastalarını su sesi ile tedavi eden şifâhâneler kurmuş, vakıf geleneğini din ve millet ayrımı yapmaksızın insanlığın hizmetine sunmuş, pek çok milleti, dini, mezhebi, kültürü barış ve adalet içinde bir arada yönetmiş bir büyük millet olan Türk milletiyle Kürtlerin medeniyet ve devlet telâkkîleri açısından eşitliğinden bahsetmek tam anlamıyla bir hamâkat algısıdır. İnsanlığa bir tek çeşme bile bırakmamış bir toplumun, üç kıtayı binlerce sanatçısı, binlerce âlimi, binlerce devlet adamı  ile mâmur kılmış bir milletle devlet hukuku zemininde eşitlenmesi kibar tanımıyla bir hâmakat algısıdır veya ihanetin kılıfıdır.


Türkiye Cumhuriyeti devleti binlerce yıllık Türk devlet geleneğinin devamı ve vatandır ve Türkler tarafından bedeli ödenerek kurulmuştur, ancak Türklerden daha fazla bedel ödeyebilecek olanların hak iddia edebilecekleri bir vatandır.


Türklerin düşmanlarının sırtında ne bir kılıç yarası vardır ne de bir kurşun yarası, Türkler tarihleri boyunca ihanet etmemişlerdir, lakin ihaneti de affetmemişlerdir.


Tarih bunun örnekleriyle lebâ leb doludur, ibret almak isteyene….


Not: 01.04.2013 tarihli Yeniçağ Gazetesi'nden iktibas edilmiştir.                                                                                                                                                        

Yorumlar

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS