Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Adnan İslamoğulları > ‘Cudi’de çiçek toplamak ve Fırat kenarında serinlemek…’

Şecaat arz ederken sirkatin söylemek


veya


‘Cudi’de çiçek toplamak ve Fırat kenarında serinlemek…’


 


“Yıllardır Cudi dağı'nda çiçek toplamak, Fırat’ın sularında korkusuzca serinlemek istiyorduk, bu hayali gerçekleştirmek için gün geldi...”


Cudi Cağı ve Fırat nehri tanıdık geliyor mu size de?


Kendi vatanınızın sınırları dâhilinde bir dağ ve kendi vatanınızın sınırlarında doğan bir nehir olduğunu hissediyor musunuz ilk duyuşta veya zaman zaman gazetelerin Pazar eklerinde okuduğunuz dünya üzerinde görülmesi gereken yerler listesinde gördüğünüz dağ ve nehir isimleri mi bunlar?


Ayrıca kime ait olabilir bu sözler, bu hayal?!


Cudi Dağı’nın eteklerindeki Seksenler köyünde doğmuş, çocuk yaşlarda memleketinden ayrı kalmış birinin, uzun yıllar sonra dillendirdiği bir hayal olabilir mi?


Ömrü ve yolu gurbete düşmüş, hâtıralarında Fırat kenarındaki çocukluk günleri, gençlik heyecanları saklı kalmış bir Erzincanlı, Tuncelili, Elazığlı, Malatyalı, Adıyamanlı veya Gaziantepli bir memleket evlâdı olabilir mi bu hayalin sahibi?


Hayır, memleketten ayrı kalınmış bir gurbetin, ya da bir sürgünün hayali değil bu hayal!


Bu hayal bizzat Türkiye Cumhuriyeti devletinin Başbakanının hayali, Başbakanın 22. Müsiad Kongresinde yaptığı konuşmada paylaştığı bir hayal bu!..


Fırat kenarında kaybolan, boğazlanan kınalı kuzuların, bayram günü evine albayrakla sarılı dönüşünün anne ve baba yüreklerinde yaktığı ateşi görmezden gelmiş, bu ateşi yakanlarla yüksek bürokratlarını pazarlık masalarına oturtmuş, PKK’lıların ellerini kollarını sallayarak silahlarıyla birlikte sınır dışına çıkışlarına devletin muvafakat edeceğinin garantisini vermiş Türkiye Cumhuriyeti devletinin Başbakanının hayali bu!


Cudi Dağı’nda çiçek toplamayı ve Fırat nehrinde serinlemeyi gerçeklikten çıkarıp bir Başbakan için hayal haline getiren şey nedir? 


Cudi ve Fırat kenarı düşman ordularının işgali altında mıdır ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin gücü mü yetmiyor mudur bu işgali kırmaya? Uçağı mı, tankı mı, topu mu, tüfeği mi eksiktir, o düşmanla savaşacak askerden mi yoksundur Türkiye Cumhuriyeti?


Cudi ve Fırat kenarına gitmek için pasaport gerekiyordu da Türkiye Cumhuriyeti devletinin Başbakanına vize mi vermiyordur işgalciler? Başbakan vatan sınırları dâhilinde Cudi’ye ve Fırat kenarına gitmek için kendisini güvende mi hissetmiyor mudur?


Peki, bahse konu güvenliği kendisi için sağlayamayan bir Başbakanın, idâresinden sorumlu olduğu ülkesinin vatandaşlarının güvenliğini nasıl sağlayacaktır? 


Ve Başbakanın bugün bu hayalini gerçekleştirebileceği günün gelmesi ne demektir?


Başbakan olarak ‘Cudi’de çiçek toplamak ve Fırat kenarında serinlemek’ hayalini gerçeğe dönüştüren devletin gücü değil de PKK’nın lûtfedip(!) geri çekilmesi midir? Başbakanı güvenli kılan ve hayallerini toplumla paylaşmasını sağlayan Kandil’de basın toplantısıyla devleti sigâya çeken Karayılan’ın verdiği teminatlar mıdır?


Bu teminatları devletin Türk Silahlı Kuvvetleri, devletin emniyet güçleri, devletin istihbarat örgütü verememiş midir Başbakana?


Başbakan tek başına iktidar koltuğunda oturduğu TBMM’den alamamış mıdır bu teminâtı, terörle mücâdele etmek istemiş fakat TBMM kendisine ve hükümetine bu mücadelede destek mi vermemiştir? Toplumsal destek mi alamamış mıdır terörle mücadele için Başbakan? 


‘Açılım ve barış süreci’ adını verdiği meçhûl pazarlıkları ve uygulamaları için, Oslo görüşmeleri için, İmralı-MİT-Kandil görüşme trafiği için arkamızda dediği toplumsal ve siyâsî destek, terörle mücadelede yanında değil midir?


Bütün bunları kâmilen ifâ etmiştir de, ‘Cudi’de çiçek toplamak ve Fırat kenarında serinlemek’ için geriye kalan tek yol ‘PKK-İmralı-Kandil ile pazarlık yapmak’ mıdırı? Karşısında ellerinde ağır silahları, tankı, topu, uçağı olan yüz binlerce eli silahlı askerden oluşmuş bir ordu mu vardır?


Hayır…


Bir ülkenin Başbakanı, kendi vatanının sınırları dâhilinde bir dağda çiçek toplamak ve kendi vatanının sınırları dâhilinde bir nehirde serinlemek için hayal kuramaz, bunu yapmak bir Başbakan için hayal olamaz!..


Bütün bunlar gerçek olamaz, bu bir kâbus ve bu kâbustan bir gün uyanacağız ve ilk pikniğimizi Cudi’de yapıp serinlemek için kendimizi Fırat’ın serin sularına bırakacağız, ellerimizde albayraklarla!..


  

Yorumlar

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS