Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Adnan İslamoğulları > ‘Bu ülke’de daha ne olması gerekiyor?

‘Bu ülke’de daha ne olması gerekiyor?



Türkiye Cumhuriyeti devletinin artık ‘varlık’ ve ‘bağımsızlık’ ve ‘bütünlük’ ve dahi bunlara bağlı olarak ciddi ‘hayâtiyet’ tehlikesi içinde olduğunu görmek için ‘bu ülke’de daha ne olması gerekiyor?


Ortadoğu’da ‘süper güç’ olma iddiasındaki Türkiye’ye, İmralı’dan, Kandil’den ve bunların TBMM’deki ‘siyâsî bürosu’ olarak çalışan BDP’den her gün bir başka racon kesildiğini ve Türkiye’nin bir devlet olarak alenen tehdit edildiğini görmek için daha ne olması gerekiyor?  


İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de ‘efsâne yazan’ polisin ve cümle güvenlik güçlerinin Güneydoğu’da süt dökmüş kediye dönüştürüldüğünü ve bölgenin âdeta PKK’ya terk edildiğini, PKK’nın bölgede yaptığı korucu infazlarıyla hesap gördüğünü ve bölgedeki psikolojik hâkimiyetini günden güne tahkim ettiğini görmek için ‘bu ülke’de daha ne olması gerekiyor?


‘Barış süreci’ adı altında başlatılan ihânet siyâsetiyle birlikte ülkemizde güçlenen hissin ‘barış’ değil ‘bölünme’ olduğunu ve o sürecin dağa çıkışı hızlandırdığını, yalnızca geçtiğimiz hafta dağa çıkanların sayısının 300-400 kişi olduğunu görmek için ‘bu ülke’de daha ne olması gerekiyor?


PKK’nın silah bırakarak çekilmesinin tamamen göstermelik olduğunu, sınır dışına çekildiği söylenen örgüt mensuplarının bİr nev’i rehabilitasyona çekilen emekliliği gelmiş kadrolar olduğunu ve PKK’nın zinde güçlerinin iktidardan devşirdiği yüksek bir moralle üstelik kuvvet toplayarak dağlardaki varlıklarını devam ettirdiğini görmek için ‘bu ülke’de daha ne olması gerekiyor?


Bölünmenin hukukî alt yapısının bile hazırlanıp, on yıllık tutukluluk hâlinin kaldırılmasının KCK tutuklularına tahliye yolunu açtığının, Murat Karayılan’ın “Apo’nun yardımcılarının ve sekreterlerinin olması gerekir” sözlerinden Türkiye Cumhuriyeti devleti için PKK’nın artık bir terör örgütü değil, diplomatik bir muhatap hâline geldiğini görmek için ‘bu ülke’de daha ne olması gerekiyor?


PKK’nın kendi ‘polis gücü’nü oluşturarak, bölgedeki asâyişi kontrolü altına aldığını, bölgede yapılan yayla şenliklerine dağdaki PKK’lıların jiplerle alınarak getirildiğini, onlara kürsü verildiğini ve yine aynı jiplerle sırtlarında silahları olduğu halde dağa götürüldüklerini, dağın taşın PKK flamaları ve Apo posterleriyle doldurulduğunu, bölgedeki Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sahipliğinin kâğıt üzerinde( o da şimdilik) kaldığını görmek için için ‘bu ülke’de daha ne olması gerekiyor?  


Apo’yu ‘barış elçisi’ yapıp, PKK’yı da yüzyılın en kanlı terör örgütü olmaktan çıkararak ‘kültürel hak arayıcısı’ hâline getirenin BDP ve PKK değil, aslında bizzat ‘AKP iktidârı’ olduğunu görmek için ‘bu ülke’de daha ne olması gerekiyor?


İstiklâl marşında istifini bozmadan oturan kaymakamların, 10. Yıl marşını ‘faşist’ olarak niteleyip, HAKPAR’ın 4. Kongresinde ‘Her şey özgür Kürdistan için’ sloganları arasında saygı duruşunda Kürt marşı ‘Ey Rakib’e tâzîm ile eşlik eden Salih Kapusuz, İhsan Arslan ve Abdurrahman Kurt’un KCK Yürütme Konseyi üyesi değil, AKP Genel Başkan yardımcısı, AKP milletvekilleri ve AKP bürokratları olduğunu görmek için ‘bu ülke’de daha ne olması gerekiyor?


İlk iftarını Suriyeli mültecilerle açan ve mültecilere, “Vahid vahid Suri, Türki vahid” sloganları attıran Davutoğlu’nun ve Kerkük’te şehit edilen ve Doğu Türkistan’da katliama mâruz kalan Türklere bir tâziyeyi bile çok gören Hükümetin duyarsızlığını, Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Basın Sözcüsü Abdullah Tümtürk’in  “Lûtfen cuma hutbelerinize ve vaazlarınıza bizi de ekleyin” çağrısına kulak tıkayan Diyânet’in çirkin sessizliğini görmek için ‘bu ülke’de daha ne olması gerekiyor?


Ve bütün bunların üzerine, “Daha son sözümüzü söylemedik” diyen bir Muhalefet Partisi Genel Başkanından şaka gibi bir açıklama:


Başbakana yönelik “Apo sana büyü mü yaptı?” diye soran ve ülkeye ihanetle ithâm eden, anayasa değişikliklerini “bölünme anayasası” olarak yorumlayan, miting meydanlarında asıp-kesen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Cemil Çiçek’le yaptığı son görüşmeden sonra anayasa değişikliğinin “çok hayırlı bir çalışma” olduğunu ve “MHP’nin bu hayırlı çalışmanın devamından yana” olduğunu söyledi.


Bu ülke’de daha ne olması gerekiyor?


















Yorumlar

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS