
Bunlar…
Ülkücü düşmanlıkları kadîm bir düşmanlıktır bunların, yenemedikleri bir düşmanlık.
Sıkılı yumruklarla bezenmiş “lâ ilâhe illâllah” yazılı afişlerin altında bin bir afra tafra ile mücâhid pozları verdikleri, fakat bırakınız cihad etmeyi, tek yumruk sallayacak cesâretlerinin olmadığı, ‘70’li yıllarda üniversitelerde sol örgütlerin tahakkümünü ‘işbirliği’ veya ‘korkuyla sinerek’ savuşturdukları yıllarda yüreklerine yerleşmiş bir düşmanlıktır bu.
Ülkücüler kadar cesur, Ülkücüler kadar gözü kara, Ülkücüler kadar özü sözü bir, Ülkücüler kadar fedâkâr, Ülkücüler kadar vatansever, Ülkücüler kadar memleket sevdâlısı, Ülkücüler kadar idealist, Ülkücüler kadar hasbî, Ülkücüler kadar hesapsız ve Ülkücüler kadar mert olamadıkları yıllardan gönüllerine yerleşmiş bir düşmanlıktır bu.
Kervan, katar, kâfile önlerinden geçen ‘albayraklara sarılı Ülkücü şehitler’e yüzlerini buruşturarak baktıkları yıllardan kalma bir düşmanlıktır bu.
En üst düzey siyasetçisinin bile bir semt ocak başkanımızın yanında ezilip büzüldüğü yıllardan kalma bir düşmanlıktır bu.
12 Eylül darbesinin tankları altında ezilen, Mamak’ta akıl almaz işkencelerden geçen, başından namaz takkesini çıkarmadığı için dipçik darbeleriyle şehit olan, dillerinde Kelime-i Tevhid, erkekçe idam sehpalarına yürüyen Ülkücülerin destanlaşan mücâdeleleri altında ezildikleri yıllardan kalma bir düşmanlıktır bu.
Ülkücülerin Dudayev’e cephe arkadaşı, bunların ise Hikmetyar’ın dizinin dibine çöktükleri yıllardan, Ülkücülerin Butros Gali’yi Türkiye’ye gelmekten alıkoyarken, bunların Kaddafi’nin çadırında azar işittikleri yıllardan kalma bir düşmanlıktır bu.
Ülkücülerin “Namlusunu milletine çevirmiş tankı selâmlamam” dedikleri, 28 Şubat’ta, önlerine konan kararları uysal bir koyun gibi imzaladıkları, liderlerine ‘sin-kaf’lı hakâret eden bir general için, “O da bir gün RP’li olacak” dedikleri yıllardan kalma bir düşmanlıktır bu.
Ülkücülerin ‘bu ülke’nin Enverleri, Âkifleri, Kuşçubaşıları, Zenci Musaları olduğu, bunların ise Damat Feridleri, Ali Kemalleri olduğu yıllardan kalma bir düşmanlıktır bu.
Onulmaz bir yaradır Ülkücüler bunlar için.
Bunlar, referandum öncesinde timsah gözyaşlarıyla Mustafa Pehlivanoğlu'nun mektubunu TBMM’de okurken ‘riyâkâr’, bunlar, mitinglerine İ. Melih Gökçek’in sahte ülkücülerini doldurup, Bozkurt pankartları açtırırken ‘sahtekâr’, bunlar Ülkücüler için "doğru dürüst Fâtiha okumayı bile bilmezler" derken ‘müfterî’, bunlar, Kazlıçeşme'de Muhsin Yazıcıoğlu'nun fotografıyla "buradayım" yazan pankartı açarken ‘istismarcı’, bunlar, gencecik çocuklara biber gazı sıkılırken, sokak aralarında sopalarla dövülerek öldürülürken haksızlık karşısında susan ‘dilsiz şeytan ’, bunlar, Apo posterlerinin açıldığı, PKK’nın kimlik kontrolü yaptığı gösterilerde ‘korkak’, Lice’de 170 çukur kazılan ve adına şehitlik denen çukurluğun açılışında yol emniyeti sağlarken ‘gâfil’, bunlar, Oslo’da devletin haysiyetini yatırdıkları pazarlık masalarında ‘işbirlikçi’, bunlar, 9 vatandaşımızın İsrail askerleri tarafından katledildiği Mavi Marmara’da ‘kolpacı’, bunlar, İmralı’da ‘süt dökmüş kedi’, bunlar Kabataş’ta ‘yalancı’…
Bunlar, ‘siyâsal İslâm’ın câhil çocukları…
Bunlar, zinâyı suç olmaktan çıkarırken ‘hayâsız’, bunlar, PKK’nın ekin gibi biçtiği şehitler için ‘varsayın ki trafik kazasında öldüler’ derken ‘insafsız’, bunlar, belediye şirketlerinin içini boşaltırken, ‘beyt’ül mal fâresi’…
Bunlar, ne kadar âtıl dururlarsa dursunlar, ‘açılım süreci’ adı altında başlattıkları bölünme süreci karşısında, bu aziz milletin istikbali için en güçlü fikrin Ülkücülük ve en güçlü potansiyelin Ülkücüler olduğunu bildikleri için siyâsî nezâketi ve üzerlerinde zaten sakil, iğreti ve emânet duran devlet terbiyesini bir tarafa bırakıp Ülkücülere savlet ederler.
Ülkücülerin vatan sevgileri imanlarındandır, millet sevgisi imanlarındandır, ölümler karşısındaki umarsızlıkları imanlarındandır, şehitliğe ve şehitlerle sadâkatleri imanlarındandır, vatanın ve milletin bekâsı için gerektiğinde hem yardan hem serden hemen vazgeçebilmeleri imanlarındandır.
Hüseyin Çelik’in hakâretlerinin muhatabı Ülkücüler değil, olsa olsa açılım süreciyle içine düştükleri psikolojileri sebebiyle câmi duvarıdır.
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi