Telvin Hüsn-ü Hat Sahaf Şiir
Anasayfa > Adnan İslamoğulları > Kutlu olan nesi kaldıysa, Kurban Bayramı kutlu olsun bu ülkenin!..

Kutlu olan nesi kaldıysa, Kurban Bayramı kutlu olsun bu ülkenin!..


Siyâsî faaliyetlerini İmralı Adası’ndaki ofisinden yürüten PKK’nın bebek kâtili lideri kendisiyle görüşmeye giden BDP Grup Başkan Vekilleri Pervin Buldan ve İdris Baluken aracılığıyla Kurban Bayramı mesajını da ihmâl etmedi ve kamuoyuyla paylaştı.


Apo’nun İmralı’dan gönderdiği mesaj hem bir bayram kutlaması, hem de yine bir siyâsî manevra; İslâm’a ihânet eden gruplara karşı Diyarbakır’da ‘Demokratik İslâm Kongresi’ çağrısı.


Apo, kongrenin gündemini de belirledi ve “Alevisi, Sünnisi ile tüm halkımızın derinlikli tartışmalar yürütmesi, kongrenin anlamlı kararlaşmalarla ve kurumsallaşmalarla sonuçlanması son derece önemlidir. Hz. Muhammet'in Medine şura çalışmaları örnek alınarak Şeyh Sait gibi tarihi kişiliklerin ruhuna uygun olarak bu çalışmaların yapılması önemlidir” dedi.  


Anlaşılan, İmralı çok hassaslaştırmış Apo’yu ve İslâm’a ihânet edilmesine çok içerlemiş olmalı ki, tüm halkını vazifeye dâvet ederek, Peygamber’in Medine şûra çalışmalarının örnek alınmasını istemiş.


Apo, El-Kadie ve Nusra  örgütlerinden rahatsız olmakta haklı, ne de olsa kendisinin örgütü PKK hiç bu tür eylemlere karışmadı.


PKK’nın eylemleri dâima barışçı eylemlerden ibâretti.


Akdeniz sâhillerine vuran balinaların kurtarılması, Marmara Denizi’ndeki fok katliamlarına karşı Marmara açıklarında kendilerini fok avcısı teknelere zincirlerle bağlayarak yaptıkları protesto eylemleri, Dünya Botanikçiler Konresi’nde, Hollanda’nın bütün dünyaya bizim diyerek yutturduğu lâlenin anavatanının aslında Tunceli dağlarında yetiştiğine dâir verdikleri bilimsel tebliğler, ‘Hacivat-Karagöz’ oyunu ve ‘Kadifeden Kesesi’ türküsü üzerinde hak iddia eden Yunanistan Kültür Bakanını Atina’da Athena Tapınağı’ndan aşağıya atmaları, Karadeniz’in renginin aslında bütün denizler gibi kara değil mavi olduğunu dünya coğrafya literatürüne kazımaları, PKK’nın 1983’ten bu yana yaptığı eylemlerden yalnızca birkaç tânesi...


Apo tabii olarak el-Kaide ve Nusra’nın kanlı eylemlerinden rahatsız olmuş ve hele de üstelik bu örgütlerin İslâm’a ihânet etmeleri kendisini iyice çileden çıkartarak sessiz kalma imkânını ortadan kaldırmıştır.


Apo’nun bu hassasiyetine Dışişleri Bakanlığı ve Diyânet İşleri Başkanlığının duyarsız kalmaması ve  konuya yüksek alâka göstererek bu önerinin arşivlerin tozlu raflarında kalmasına müsaade etmemeleri onlar adına bir târihî sorumluluktur.


Diyânet İşleri Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı derhal harekete geçerek, Apo’nun talep ettiği kongreyi toplamalı, ülkenin âlimlerini, sosyologlarını, âkil adamlarını, gazetecilerini bir araya getirerek ‘derinlikli tartışmalar’ yapmaları, kalbi barış için çarpan, her dakika ülkesi için nasıl bir fedâkârlık yapacağını şaşıran, yemeğe tuzla başlayacak kadar sünnete,  tertip ehli olacak kadar namaza, hür olsa hacer’ül esved’i gözyaşlarıyla yıkayacak kadar Kâbe’ye, üç ayları tutacak kadar oruca, İmralı’ya bir deve kervanı getirerek hepsini kesip infak edecek kadar Kurban’a ve teheccüdlerde secdede kalacak kadar nâfile ibâdete düşkün bir takvâ ehlini mahzun bırakmamaları şu mübârek Kurban Bayramı’nda yapacakları en hayırlı işlerden birisi olacaktır.


Böylelikle kendisine tâbi olan örgüt mensupları, âkil adamlar, stratejistler, onun barışçı kimliğini keşfeden muhafazakâr gazeteciler, solcu, liberal, İslâmcı aydınlar, ‘İmralı yolları taştan sen çıkardın beni baştan’ türküsünü söyleyerek kendisini ziyârete giden devlet görevlileri, BDP’li vekiller, görüşmek için izin bekleyen cümle muhipleri de bu İslâmî hassasiyetten nasiplerini almış olurlar…


* * * * *


Hacı Ömer Serin…


Nurettin Aslan…


Aydın Yılmaz…


Hatırlıyor musunuz bu isimleri?


Üçü de öğretmendi…  Hacı Ömer Serin 23, Nurettin Aslan 28 ve Aydın Yılmaz 22 yaşındaydı…


1996 yılı 22 Nisan’ında, 23 Nisan kutlamaları yapmamaları için PKK tarafından tehdit edildiler. PKK’nın tehditlerine boyun eğmeyen bu üç kahraman öğretmenimiz, üç okulu bir araya getirerek kutlamaları yapmak üzere Sarıgöl ilkokulunda 22 Nisan günü bir araya geldiler. Aynı gece, kaldıkları lojmanda elleri arkadan bağlı oldukları halde kurşuna dizilmiş olarak bulundular.


1996 yılı 23 Nisan’ı bir Kurban Bayramıydı…


Hacı Ömer Serin, Nurettin Aslan ve Aydın Yılmaz isimli üç genç şehit idealist öğretmen o gün vatanlarına kurban oldular…


1996 yılı 23 Nisan’ı Kurban Bayramı’ndan tam 17 yıl sonra yine bir Kurban Bayramı günleri…


O üç şehit idealist öğretmenimizin kâtillerinin lideri Apo, İmralı’dan yürüttüğü siyâsî faaliyetlerinin arasında Kurban Bayramı mesajı yayınladı…


İşte şimdi kutlu olan nesi kaldıysa, Kurban Bayramı kutlu olsun bu ülkenin!..




 



Yorumlar

Güvenlik Kodu

vahiy  insan  şehir  revelation  ahlâk  etik  ethica  nüzhet yalan estetik  metafizik  ebrah doğu  batı  fıtrat  creation  yaratılış  iyilik  kötülük  dürüstlük  eşref-i mahlûkat  kişilik  asâlet  cesâret  vefâ  sadâkat  ihânet  yalan  immoralist  mitoloji  belh’um adâl  aere perennius  antere  genetik  şuur  terbiye  muâşeret  muâşaka  muvâsalat  firâk  zarâfet  letâfet  ferâset  panteon   rolyef  fresk  heykel  portre  gravür   ideal  ülkü  ülkücü   kerbelâ  aşk keşke  cennet  cehennem  araf  âdem  havva  hâbil  kâbil  elma  haz  hayâ  hicap  gurur  hürriyet  adâlet  musâvat  agnostic  akıl  dacret  locig  analytical  antiq  aristokrasi  kûrûn-i vustâ  giyotin  hakikat  hikmet  paradox  dialectic  tenkit  stoa  akademia  logos  logos spermaticos  felâsife  gelenek  hermeneutic  semantic  hint  upanişad  mutezile  ihvân-ı safa  ilk neden   iskenderiye okulu  medinetü’l fâzıla   hürriyet  kölelik  rönesans  ütopya  rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed  kur’ân  endülüs ibn-i rüşd  aristotales  şeyh gâlip  farâbi  platon  sokrat   marcus aurelius  galile  mimar sinan  kirkedard  farabi  ibn-i sina   ibn-i hâldun  kafka  taşköprülüzâde  gazâli  musa cârullah  şemseddin sâmi frasheri  bergson  enver paşa  muhammed ikbal  hayyam  mehmet âkif  yâkup cemil  şems  ibn-i haldun  mevlâna  ali şeriâti  fuzulî  ebu’l âlâ el maarrî  ahmet mithat efendi  cemil meriç  nâmık kemal  ahmed hamdi tanpınar  kemal tahir  yahya kemal  cahid zarifoğlu  dostoyevski  tolstoy  knut hamsun  nietzsche  oğuz atay gogol  albert camus  descartes  herman hesse  puşkin  halil cibran  kaşgarlı mahmut  tevfik fikret  cenap şehabettin  neyzen tevfik  motzart  bach  mahler  tarkovski  suç ve  cezâ   anna karenina  madonna  prag  istanbul  çocuk kalbi  sn. petersburg  soljenitsin  marks  kant  heraklit  hegel  el-hamra  endülüs  kâmus u türkî  redhouse  wagner  kâmus u okyanus  lugat-i fransevî  iliria shqip  meydan larusse  şakâyık-ı nûmâniye  mevzuâtü’l ulûm  abdülkadir merâgi  ıtrî  muhammed esed  michelangelo van gogh  cezanne  rembrand  monet  hoca ali rıza  ulysess gaze  eleni karaindrou  sezen aksu  golha  farid farjad  osman hamdi

Tasarım : ATS