
Kabine revizyonu ve üç isim…
Seçimlerin ardından bir kabine revizyonu herkes için değişiklik olacak ve hayatımız daha da renklenecek diye düşünüyorum… 17 Aralık ve seçimler arasındaki dönem şüphesiz Başbakan tarafından bir performans değerlendirmesine tâbi tutulacak ve kendini gösteren isimler taltif edilecektir…
Öncelikle Egemen Bağış’ın AB Bakanlığı ve Baş Müzâkereciliği başta olmak üzere bu güne değin deruhte ettiği dış temsilciliklerden sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı gibi angarya vazifeler Bağış’ın mübârek omuzlarından alınarak, bunca yıl sonra açığa çıkan İlâhiyat ilimlerindeki vukûfiyeti, müktesebâtı, münderecâtı, ufku, vizyonu, literatür bilgisi derhal dolaşıma sunularak kendisinin asıl liyâkat alanı olan Diyânet İşlerinden sorumlu Devlet Bakanlığı ile vazifelendirilmelidir. İngilizceye hâkimiyeti de göz önüne alındığında Egemen Bağış’ın din-i mübîn-i İslâm’ı tüm kefere dünyasına nasıl tebliğ edebileceği artık gün gibi âşikârdır.
Hürriyet Gazetesi’nden Metehan Demir ile yaptığı telefon görüşmesindeki ‘Bakara-makara’ performansıyla bu makâmı hak ettiğini cümle âleme ispat etmiştir. Kendisini ‘balkon’da gören seçmenlerinin nasıl cûş u hûrûşa erdiği ve nasıl vecd ile ve dahi aşk ile tekbir getirdikleri uzun yıllar hâfızalardan silinmeyecek türden bir sahneydi… Ekranları başında ‘balkon’ sahnesini izleyen bizleri gözyaşlarına gark eden o sahne, seçmenler üzerinde tavaf esnâsındaki ‘lebbeyk Allahümme lebbeyk’ sâdâlarının tesirini göstermiş olacak ki, ‘Ya Alah Bismillah Allah u Ekber’ nidâları arşa kadar yükselmişti…
Türkiye, o telefon görüşmesiyle ‘Yeni Tecdîd Hareketi’nin süpürücü liberosuna, motorize gücüne ve iman kuvvetine kavuşmuş oldu…
Kendisini daha çok âyet meallerine adayan Egemen Bağış’ın, Hadis konusundaki eksiklikleri de Hadis âlimi olan Diyânet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in yakîn alâkası ve tedrisiyle giderilecek ve kısa zamanda bu muhteşem ikili Diyanet İşleri Başkanlığı’nı çağlar üzerinden sıçratarak binlerce Helga’nın Hanife, Hans’nın Hasan, Tony’nin Tahsin olmasına biiznillah vesile olacaklardır...
Egemen Bağış’ın Diyânet İşleri’nden sorumlu Devlet Bakanlığının ardından bir önemli devir teslim töreni de muhakkak Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığında gerçekleştirilmeli ve Bakan Nihat Zeybekçi’nin yerine iş adamı Mehmet Cengiz getirilmelidir.
10 yılda 28 devlet ihâlesi alabilecek kadar yüksek ekonomi kâbiliyetiyle kitleleri kendisine hayran bırakan iş adamı Mehmet Cengiz, Ekonomi Bakanlığını anasının ak sütü gibi helâlinden hak etmiştir…
Hükümetin yaptığı zamları açıklamakta zorlanan önceki bakanlar yerine iş adamı Mehmet Cengiz bu konuda da yüksek istidat sahibi bir zekâya sâhiptir. “Miletin a… koyduk” diyerek zamları açıklayabilir ve bu açık sözlülüğü, dobralığı ve samimiyeti ile milletin sinesinde kendisine mümtaz bir yer edinebilir. Üstelik iş adamı Mehmet Cengiz’in ekonomi Bakanlığı sâyesinde yatırımlar artacak ve kanal İstanbul sayısı 3’e, İstanbul Boğazı’ndaki köprü sayısı 41’e, denizin 68 metre altından geçen tüp geçit sayısı 99’a çıkarılarak potansiyel Mehmet Cengizler’in de açığa çıkması sağlanacaktır. Hatta televizyonlarda Reza Zerrab, Nihat Özdemir ve Celal Koloğlu’nun jüri olarak görev yapacağı ve Acun Ilıcalı yapımı ‘Para Sesi Türkiye İşadamı Yarışması’nda hür müteşebbisin acar müteahhitlerinin önü açılacaktır.
Ayrıca bir hakkı daha teslim etmeli Başbakan…
Hangi Bakanlık olursa olsun, velev ki uygun Bakanlık bulunamadı, yeni bir Bakanlık ihdas edilerek Hakan Albayrak muhakkak bakan yapılmalıdır…
Başbakanın katıldığı bir televizyon proğramında soru sormak niyetiyle başladığı sözleriyle Başbakanı iltifat, kompliman, teveccüh, övgü, öykünme, iftihar, sitâyiş, methiye yağmurları altında sırılsıklam eden, yarım saate yakın bir süre boyunca Başbakanın nasıl bir dünya lideri olduğunu, nasıl bir kahraman olduğunu, nasıl bir büyük siyâsetçi olduğunu hayranlık dolu bakışlarıyla ağzını şapırdatarak sıralayan Hakan Albayrak’ın bu methiye resitalinin de karşılıksız kalmaması bir hakkın teslimi açsından Başbakanın omuzlarına yüklenmiş bir vebâldir… Albayrak’ın yanında yöresinde büyük İslâm mücahidi ve Mavi Marmara kahramanı olarak bulunan ve Youtub’a tarihi boyunca yüklenmiş en İslâmcı video olan ‘Sancaktar Dergisi’ tanıtım videosunda rol alan figüranların da aynı Bakanlıkta üst düzey bürokrat olarak vazifelendirilmesi başbakan adına bir hakşinaslık olacaktır…
17 Aralık ile seçimler arasındaki döneme isimlerini altın harflerle kazıyan bu üç ismin yer almadığı bir kabineye kusura bakmayınız ama dünyanın hiçbir yerinde kabine demezler…
vahiy insan şehir revelation ahlâk etik ethica nüzhet yalan estetik metafizik ebrah doğu batı fıtrat creation yaratılış iyilik kötülük dürüstlük eşref-i mahlûkat kişilik asâlet cesâret vefâ sadâkat ihânet yalan immoralist mitoloji belh’um adâl aere perennius antere genetik şuur terbiye muâşeret muâşaka muvâsalat firâk zarâfet letâfet ferâset panteon rolyef fresk heykel portre gravür ideal ülkü ülkücü kerbelâ aşk keşke cennet cehennem araf âdem havva hâbil kâbil elma haz hayâ hicap gurur hürriyet adâlet musâvat agnostic akıl dacret locig analytical antiq aristokrasi kûrûn-i vustâ giyotin hakikat hikmet paradox dialectic tenkit stoa akademia logos logos spermaticos felâsife gelenek hermeneutic semantic hint upanişad mutezile ihvân-ı safa ilk neden iskenderiye okulu medinetü’l fâzıla hürriyet kölelik rönesans ütopya rethoric allah’ın kulu abdullah muhammed kur’ân endülüs ibn-i rüşd aristotales şeyh gâlip farâbi platon sokrat marcus aurelius galile mimar sinan kirkedard farabi ibn-i sina ibn-i hâldun kafka taşköprülüzâde gazâli musa cârullah şemseddin sâmi frasheri bergson enver paşa muhammed ikbal hayyam mehmet âkif yâkup cemil şems ibn-i haldun mevlâna ali şeriâti fuzulî ebu’l âlâ el maarrî ahmet mithat efendi cemil meriç nâmık kemal ahmed hamdi tanpınar kemal tahir yahya kemal cahid zarifoğlu dostoyevski tolstoy knut hamsun nietzsche oğuz atay gogol albert camus descartes herman hesse puşkin halil cibran kaşgarlı mahmut tevfik fikret cenap şehabettin neyzen tevfik motzart bach mahler tarkovski suç ve cezâ anna karenina madonna prag istanbul çocuk kalbi sn. petersburg soljenitsin marks kant heraklit hegel el-hamra endülüs kâmus u türkî redhouse wagner kâmus u okyanus lugat-i fransevî iliria shqip meydan larusse şakâyık-ı nûmâniye mevzuâtü’l ulûm abdülkadir merâgi ıtrî muhammed esed michelangelo van gogh cezanne rembrand monet hoca ali rıza ulysess gaze eleni karaindrou sezen aksu golha farid farjad osman hamdi